Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Erdem Başçı, enflasyonun düşüş hızını sınırlayan temel faktörün gıda fiyatlarındaki yüksek seyir olduğunu ve yakın dönem eğilimlerinin çekirdek enflasyonun kontrol altına alındığına işaret ettiğini bildirdi.

Başçı'nın, bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonu'nda yaptığı sunum Banka'nın internet sitesinde yayımlandı.

Gayri Safi Yurt İçi Hasılanın (GSYH) büyüme hızının yüzde 4'e yakın seyrettiğini belirten Başçı, 10'uncu Kalkınma Planı'ndaki yapısal reformların Türkiye'nin daha dengeli ve istikrarlı büyümesini sağlayacağını kaydetti.

Başçı, cari işlemler açığında iyileşmenin devam etmesi beklendiğini ifade ederek, enflasyonun düşüş hızını sınırlayan temel faktörün gıda fiyatlarındaki yüksek seyir olduğunu aktardı.

Küresel büyümenin ılımlı seyrettiğini ve 2014 yılı genelinde de bu seyrin devam etmesinin beklediklerini bildiren Başçı, 2014 yılında büyümenin 2013'teki yüzde 4 civarındaki trendini devam ettirdiğini ve bu yılının ilk çeyreğinde net ihracatın büyümeye olumlu katkı yaptığını kaydetti.

- "AB ülkelerindeki toparlanma ihracat artışımıza katkıda bulunmaktadır"

Başçı, aşırı tüketim yapan ülkelerde yatırım oranlarının düşük düzeylerde seyrettiğini belirterek ,"Aşırı tüketim yapan ülkelerde büyüme oranları daha düşüktür. Türkiye'nin yatırımları iç tasarruflarını aşmaktadır. Aşırı tüketim aşırı hızlı borçlanmadan kaynaklanmaktadır" açıklamasında bulundu.

Gelişmiş ülkelerde işsizlik oranlarının kriz öncesi seviyelerin üzerinde seyrettiğini ifade eden Başçı, Türkiye'de istihdamın gelişmiş ülkelere kıyasla daha olumlu seyrettiğini dile getirdi.

Son yıllarda Türkiye'de diğer ülkelere göre daha güçlü bir istihdam artışının gözlendiğini belirten Başçı, "İstihdamdaki artış eğilimi 2014 yılında da devam ediyor. İşgücüne katılım oranları hızla artıyor. İşgücüne yeni katılımlara rağmen işsizlik oranı küresel kriz öncesindeki seviyelere yakın seyrediyor" değerlendirmesinde bulundu.

Jeopolitik belirsizliklerin güven endekslerini olumsuz yönde etkilediğini belirten Başçı, "Jeopolitik riskler ihracata ilişkin anket göstergelerine de yansımaktadır. Öncü göstergeler Avro Bölgesi'ndeki toparlanmanın süreceğine işaret etmektedir. AB ülkelerindeki toparlanma ihracat artışımıza katkıda bulunmaktadır. Son dönemde ihracat talebi önemli ölçüde AB ülkelerinden gelmektedir. AB-27'deki toparlanma ihracat pazar payına da yansımaktadır" ifadelerini kullandı.

Başçı, yeni kurulan firmaların sayısının 2013 yılı başından beri arttığını, tahsili gecikmiş alacak (TGA) oranlarının düşük düzeylerde seyretmeye devam ettiğini ve karşılıksız çek oranları düşük düzeylerini koruduğunu bildirdi.

Reel sektörün dış borçlanmasında vadenin uzadığını belirten Başçı, firmaların finansman giderlerinin toplam giderler içindeki payının azaldığını kaydetti.

- "Kredi büyüme hızı yüzde 15 seviyesine yaklaşmaktadır"

Türkiye'de tasarruf oranı oldukça düşük düzeyde olduğunu belirten Başçı, Türkiye'de tasarruf oranları diğer gelişmekte olan ülkelere göre de düşük olduğunu ve Türkiye'de tasarruf oranlarının düşük olmasının cari açığın yüksek olmasına sebep olduğunu belirtti.

Alınan önlemler sonucunda cari işlemler açığında iyileşmenin devam etmesi beklendiğini dile getiren Başçı, cari açığın finansmanı ağırlıklı olarak uzun vadeli borçlanma ve doğrudan yabancı yatırımlar ile sağlandığını kaydetti.

TCMB Başkanı Başçı, makro ihtiyati tedbirlerin sonrasında bankacılık sektörünün finansman ağırlığını tüketimden yatırım ve üretime kaydırdığını dile getirerek, "Büyümenin 2014 yılında daha dengeli bir şekilde sürmesi beklenmektedir. Dengelenme süreci öngörüldüğü şekilde devam etmektedir. İhracatın ithalatı karşılama oranındaki artış eğilimi sürmektedir. Kredi büyüme hızı yüzde 15 seviyesine yaklaşmaktadır" ifadelerini kullandı.

- "Türkiye ekonomisi dezenflasyon sürecindedir"

Türkiye ekonomisinin dezenflasyon sürecinde olduğunu kaydeden Başçı, döviz kuru gelişmelerinin enflasyon artışında önemli bir rol oynadığını belirtti.

Yakın dönem eğilimlerinin çekirdek enflasyonun kontrol altına alındığına işaret ettiğini vurgulayan Başçı, şunları kaydetti:

"Enflasyonun düşüş hızını sınırlayan temel faktör gıda fiyatlarındaki yüksek seyir olmuştur. Kuraklık gıda fiyatları üzerinde olumsuz etki yapmıştır. Parasal sıkılaştırma sonrasında orta vadeli enflasyon beklentilerindeki bozulma durmuştur. ABD Merkez Bankası'nın (Fed) faiz artırım sinyali ABD tahvil faizlerinin artmasına neden olmuştur. Cari açık veren diğer ülkelerde de uzun vadeli tahvil faizleri artmıştır. Amerikan tahvil piyasasında oynaklık tarihi yüksek seviyelerden tarihi düşük seviyelere gerilemiştir. Dünyada reel faiz oranları düşerken borçluluk oranları artmaktadır. Türkiye'deki reel faizler küresel kriz öncesi seviyesinin altındadır.

Makroihtiyati önlemler kredi talebini azaltarak piyasa faiz oranlarının düşmesine neden olmaktadır. Finansal eğitim yoluyla aşırı borçlanmanın önüne geçilmesi de benzer şekilde piyasa faiz oranlarının düşmesine yol açabilecektir. Türkiye'nin risk primi Avro Bölgesi borç krizi seviyesinin altında seyretmektedir. Enflasyon beklentilerindeki ve fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın engellenmesi için önden yüklemeli ve güçlü parasal sıkılaştırma yapılmıştır. Parasal sıkılaştırma tedbirleri beklenen sonuçları vermektedir."

Kısa vadeli faizlerdeki geçici sıkılaştırmanın enflasyonla mücadelede etkili bir araç olduğunu belirten Başçı, parasal sıkılaştırmayla Türk Lirası'ndaki (TL) hızlı değer kaybının önlendiğini bildirdi.

Başçı, parasal sıkılaştırmanın döviz kurları üzerinde kayda değer bir etki yaptığına dikkati çekerek, döviz kurlarındaki oynaklığın azaldığını, aşırı oynaklığa karşı döviz rezervlerinin kullanıldığını ve mayıs ayından itibaren tekrar rezerv biriktirilmeye başlandığını vurguladı.