Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, "Kardeş kavgası için harcadığımız 400 milyar doları üretim ve kalkınma için harcasak o paraların dönmesiyle beraber yaklaşık olarak bahsedilen para 1,5 trilyon dolardır" dedi.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından düzenlenen ve eylül ayı ihracat rakamlarının açıklandığı toplantıya katılan Bakan Zeybekci, bugün TBMM'nin açılacağını ve ilk kez halkın seçtiği Cumhurbaşkanı'nın mecliste açılış konuşması yapacağını anımsattı.

TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi'nin ihracat rakamlarını açıkladığına değinen Zeybekçi, "Tüm olumsuz dualara, beklentilere ve estirilen olumsuz havaya rağmen, 'Türkiye'nin büyümesi yavaşlayacak', 'Ateş çemberinden dolayı ekonomi olumsuz etkilenecek' denmesine rağmen, Irak'taki, Suriye'deki, Kuzey Afrika'daki, Rusya ve Ukrayna'daki olumsuzluklara rağmen, dünyanın birçok yerindeki olumsuzluk ve ateş çemberine rağmen Türkiye büyümesini, ilerlemesini sürdürerek, ihracatını yüzde 6,5 oranında artırdı" diye konuştu.

Bu başarının elde edilmesinde fabrikada üretim yapanlardan ürünlerin taşınmasına emek veren herkese teşekkür eden Zeybekci, şunları kaydetti:

"Türkiye'nin başını dik edip namerde muhtaç olmaz hale getirdikleri için tüm kardeşlerimize teşekkür ediyorum. Türkiye'nin ihracatı arttığı zaman Türkiye'nin cari açığı da daralıyor. Türkiye'nin ihracatı 1 dolar arttığı zaman Türkiye'nin namerde muhtaçlığı 1 dolar azalıyor. Onun için ihracat çok önemli. Üretmek son derece önemli. İhracatımızın artması, üretimin, istihdamın artması demektir. Türkiye'de 6,5 oranında ihracat arttı. Bu istihdam, üretim arttı demektir. Türkiye'de ihracat arttığı zaman dış ticaret açığımızda da aynı oranda daralma olur. Dünya ekonomisinde herkesin bir yorumu devam ediyor. ABD Merkez Bankası'nın parasal daralmaya gideceğinden, bir iki ay sonra piyasaya verdiği fazla paraları en son daralmayla çekmeyi planlamasından dolayı. ABD yeterince toparlanmasını, büyümesini artırdığı gerekçesiyle 2015 yılında faizleri artırmaya başlayacağından endişe duyarak, Türkiye'de de faizlerin düşmemesi gerektiği, hatta mümkünse yavaş yavaş arttırılması gerektiği gibi yorumlar yapanları duyuyoruz."

Zeybekci, bu durum karşısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, hükümetin de tam tersi bir adım atması gerektiği konusunda değerlendirmelerinin olduğunu anımsatarak, 17 ve 25 Aralık süreçlerinin ardından dünyadaki OICD, IMF, Dünya Bankası, Moody's gibi kredi derecelendirme kuruluşlarının yaşanan olaylardan dolayı Türkiye ile ilgili beklentilerini negatife çevirdiğini ve 2014 yılı büyüme rakamlarının yüzde 2 seviyelerine çekildiğini dile getirdi.

-"Türkiye'nin kredi notuyla ilgili değerlendirmeler kasıtlı ve siyasidir"-

O günkü tespitlerin yüzeysel olduğunu, bunların Türk sanayisini bilmemek anlamına geldiğini anlatan Zeybekci, şöyle konuştu:

"Türkiye bir demokrasi şenliği ortamında 30 Mart seçimlerini yaptı. Hiç kimsenin burnu kanamadan Türkiye yerel yönetimler seçimlerini yaptı. Ardından demokratik şekilde cumhurbaşkanı seçimini yaptı. Tarihte ilk kez halk baş hizmetkarını kendi eliyle seçti. Öngörülerin tam tersine birinci turda cumhurbaşkanını seçti. 10 Ağustos günü cumhurbaşkanı seçilecek, pazartesi günü Moody's açıklama yaparak cuma günü Türkiye'nin kredi notuyla ilgili yorum yapacağını belirtiyor. Biz de bunun kasıtlı olduğunu açıkladık. Pazartesi günü cumhurbaşkanı seçilmiş herkes rahatlamış, herkes işine başlamış. Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch açıklama yapıyor, 'Türkiye'de siyasi iktidarsızlık beklentileri devam etmektedir. 2015 seçimlerinin sonuçları da önemlidir' diyor. Yapılan değerlendirme tam anlamıyla kasıtlı ve siyasidir.

Türkiye, 12 yıldan bu yana destanlar yazıyor. 2008'den itibaren krizde AB yerle bir olurken, AB kaybettiği azalan istihdam sayısı kadar Türkiye vatandaşına iş imkanı sağlamış. 6 milyon insana iş sağlamış. Bütün bunları, ihracat rakamlarını, cari açık rakamlarını görmezden gelerek, '2015 seçimlerinin nasıl olacağına bakarız' diyor. Allah aşkına sen siyasi değerlendirme kuruluşu musun, yoksa Türkiye'nin ekonomisindeki olumlu olumsuz gelişmeleri bilgi anlamında veren bir kuruluş musun? Buralarda maalesef kredi derecelendirme kuruluşları Türkiye sınavında kredi kaybettiler."

-İran ile ticaret-

Van'ın, son 12 yılda 30 milyon doların üzerinde ihracat rakamına ulaştığını, bunun Van'ın gerçek potansiyelini yansıtmadığını belirten Zeybekci, İran'la olan ticareti geliştirmek amacıyla İran Ekonomi Bakanı ile 3 ayda bir resmi, ayda bir de gayriresmi olarak görüştüklerini aktardı.

Önümüzdeki bir iki yıl içinde İran'la ticaret hacmini 35 milyar dolara çıkarma gibi bir hedeflerinin olduğunu anlatan Zeybekci, ticareti geliştirmek amacıyla 160 üründe karşılıklı olarak gümrük vergi oranlarını ya da maliyetlerini sıfıra yakın indirdiklerine dikkati çekti.

Zeybekci, İran tarafında yol sıkıntısı olduğunu, kapıları tek tek dolaşarak yapılması gerekenlerin müsadesini isteyip yapmak için gayret göstereceklerini, yolların açılacağını bildirerek, konuşmasına şöyle devam etti:

"Ticareti artırmak için damarların harekete geçmesi lazım. Odalarda kılcal damarlara kadar hareketlenme olması lazım ki bu işler olsun. Türkiye önümüzdeki dönemde çok önemli gelişmelere gebedir. Yıllarca buralarda çok farklı üzüntüler yaşandı. 40 bin evladımızı kaybettik. Kardeş kavgası için harcadığımız 400 milyar doları üretim ve kalkınma için harcasak o paraların dönmesiyle beraber yaklaşık olarak bahsedilen para 1,5 trilyon dolardır. Allah aşkına bu parayı aklınızda çevirebiliyor musunuz? Boşu boşuna gitti. Canlar, mallar, zaman ve fırsatlar gitti. Ama bundan sonra kaybettiğimizin arkasından dövünmektense geleceğe umutla bakacağız."

-Irak ile ihracat-

Zeybekci, Irak'la ihracatın 9 ay sonunda ekside değil, yüzde 7 oranında artıda olduğuna işaret ederek, olayların yaşanmaması durumunda ihracatın yüzde 25 civarına yükseleceğini ifade etti.

"İklim normalleşmeye başladığında Irak'a olan ihracatımız hızlı olarak artacaktı" diyen Zeybekci, "4 aylık dönemde ihracatta gerileme olmasa şu anda ortalama olarak 6,5 olan ihracat rakamlarındaki artış yüzde 10 seviyesinde olacaktı. Orta vadeli hedefe Türkiye daha da yaklaşmış olacaktı. Türkiye'nin ihracatının yüzde 43'ünü AB'ye yapıyoruz. Türkiye'ye gelen doğrudan yabancı yatırımın yüzde 70'i AB'den geliyor. ABD Merkez Bankası, 'faiz artırımına gideceğiz' derken AB Merkez Bankası 'Euronun değerlenmesine izin vermeyeceğiz' dedi."

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, "Türkiye'de toplanan vergilerin yüzde 86'sı faize giderken bugün yüzde 15'i faize gidiyor. Türkiye'de insanların ürettiği karlardan oluşan vergilerin yüzde 15'inin bile faize gitmesi zulümdür" dedi.

Zeybekci, kurla ilgili hareketlenme olduğunu, endişelenecek bir durumun söz konusu olmadığını belirterek, doların dünyada değer kazandığını söyledi.

Doların, Brezilya karşısında yüzde 8, TL karşısında 4,2 değer kazandığını vurgulayan Zeybekci, bunun dış ticarete zarar verici bir durum olmadığını ifade etti.

Göreve geldikleri günden bu yana ekonomiyi sürekli yükselttiklerini ve kişi başına düşen milli geliri Türkiye olarak 3 bin 492 dolardan 10 bin 800 dolara çıkardıklarını anlatan Zeybekci, Türkiye'yi dünyanın en büyük 17. ekonomisi haline getirdiklerini kaydetti.

Zeybekci, dünyada da aynı oranda gelişmeler yaşandığını ve Çin'in 2013 yılı sonu itibarıyla ihracatta bir numaralı ülke durumuna geldiğini bildirerek, ekonomik gelişmelerle birlikte Türkiye'nin AB'de 6. büyük ekonomi haline geldiğini dile getirdi.

Türkiye'nin elde ettiği yükselişle 12 bin 750 dolarlık seviyeyi aşarak dünyanın gelişmiş ülkeleri seviyesine çıkacağına dikkati çeken Zeybekci, şöyle konuştu:

"Türkiye bu arada refahta da çok büyük adımlar attı. Türk insanının refahı, dünyadaki diğer ülkelere kıyasla geliri arttı. 2002 yılında bir Türk vatandaşının ortalaması AB ortalamasındaki bir vatandaşın yüzde 36'sıydı. 2013 sonu itibarıyla yüzde 55'ine geldi. Böyle devam ettiği zaman 2023 Türkiye'si, AB ortalamasının üzerine çıkmış olacak. Büyümeyle ilgili Türkiye 2002'den bu yana dünyada destanlar yazıyor. Şu anda Türkiye 19 çeyrek dönemden beri ortalama yüzde 5,8 büyüdü. 2002 yılından bu yana Türkiye 12 yılda ortalama yüzde 5,1 büyüdü. Bu özelliğiyle Türkiye büyümede ilk beşte yer alan ülke haline geldi.

Biz kredi derecelendirme kuruluşlarının değerlendirmelerinin ekonomik değil siyasi olmasından dolayı üzüntülerimizi dile getiriyor, değerlendirmelerinin ekonomik olmasını bekliyoruz. İstihdam konusunda Türkiye dünyada bir numara oldu. 2008 yılında dünyada başlayan krizden sonra AB üyesi ülkelerde 10 milyon çalışan insan sayısı bugün 2013 sonu itibarıyla yüzde 4 azaldı. Aynı sürede Türkiye çalışan insan sayısını 6 milyon kişi artırdı. 2009 yılında Türkiye'de çalışan insan sayısı 20 milyon, bugün ise 26 milyon 500 bindir."

Enflasyon konusunda Türkiye'de önemli başarılar elde ettiklerini, hiçbir zaman spor toto tahmincisi gibi enflasyon tahmini içinde bulunmadıklarını, enflasyonla mücadelenin hükümet olarak en çok önem verdikleri konuların başında geldiğini vurgulayan Zeybekci, ülkede istihdamın, büyümenin, ihracatın, dış ticaret açığının daralmasını, yatırımların artmasını önemsediklerini, bunların enflasyondan daha önemli olduğunu belirtti.

Zeybekci, enflasyonu tarihten silecek olan şeyin üretimi artırmak olduğuna değinerek, önümüzdeki dönemde Türkiye olarak bunu daha çok önemseyeceklerini, enflasyonla mücadelede bu tarzın daha önemli olduğunu öngördüklerini bildirdi.

-Yabancı yatırım tutarı-

2002 yılına kadar Türkiye'ye gelen doğrudan yabancı yatırım tutarının 14 milyar dolar civarında olduğunu, o günden bu yana Türkiye'ye gelen doğrudan yabancı yatırım miktarının 144 milyar dolara yükseldiğini açıklayan Zeybekci, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"2014 yılında Türkiye'ye gelen yabancı yatırım tutarı yüzde 10'un üzerinde artmış. Geçen yıl mayıs ayındaki gezi olaylarına, 17, 25 Aralık operasyonlarına, Türkiye'nin büyümesini aşağı yönde göstermek isteyenlere, Türkiye'de yapılan seçimleri hala siyasi iktidarsızlık ve gelecekle ilgili kırılganlık sebebi gösterenlere rağmen... Bu gelen doğrudan yatırımın yüzde 70'i AB üyesi ülkelerden geliyor. Onlar Türkiye'ye inanıyor ve güveniyor. Türkiye'nin gelecekteki yıldızının nasıl parlayacağını gördükleri için Türkiye'ye yatırımlar geliyor. Türkiye 28 AB üyesi ülkenin 25'inden daha iyi. Milli gelirimizin yüzde 74 civarında borcu varken bu yüzde 34'e indi. 2002 yılında bütçe açığımız yüzde 11,5 iken şimdi yüzde 1,2'ye geldi. Türkiye'nin en önemli başarılarından biri cari açık. 2013 yılı itibarıyla Türkiye'nin cari açığının gayrisafi yurt içi hasılaya oranı yüzde 7,93'tü. Bu sene 2014 rakamları olarak da yüzde 6,4 olursa büyük başarı. Bunu söyleyen uluslararası derecelendirme kuruluşları. Şimdi sene sonu itibarıyla Türkiye cari açıkta yüzde 6,4 aşağı indirerek yüzde 5,6 seviyelerine gelecek. Bu bizim için güvenli ortalama seviyesine gelecek. Bunun sebebi kahraman ihracatçılarımız. Türkiye ilk kez ihracata dayalı büyümeyi seçti."

1980'li yıllarda Türkiye'nin toplam dış ticaret hacminin 5 milyar dolar bile olmadığını, bugün Türkiye'nin dış ticaret hacminin 470 milyar dolara yükselerek 100 kat arttığını aktaran Zeybekci, "Türkiye'ye gelen turist sayısında dünyada 6. sıradayız. Çek Cumhuriyeti'nin başkenti Prag. 3 köprü, 2 meydan, 4 saray ile bunun pazarlamasını yapıyor. 6 yıl önce Prag'a giden turist sayısı 28 milyondu. Van'ın kültürel ve tarihi anlamdaki zenginliklerini ortaya koyacaksınız. Van'ın zekatı Prag'a yeter. Buralarda milyonlarca turisti biz hayal edeceğiz. Böyle planlayacağız ülkemizi, zenginliklerimizi" ifadelerini kullandı.

"Türkiye'deki faiz oranları yatırım yapılabilir bir faiz oranı değildir. Bunu kabul ediyoruz" diyen Zeybekci, şöyle dedi:

"Türkiye'nin gayrisafi yurt içi hasılasının yüzde 15'i faiz harcamasına gidiyordu. Türkiye'nin ürettiği toplam değerin yüzde 15'i faize giderken, bugün yüzde 3,2'si faize gidiyor. Türkiye'de toplanan vergilerin yüzde 86'sı faize giderken, bugün yüzde 15'i faize gidiyor. Türkiye'de insanların ürettiği karlardan oluşan vergilerin yüzde 15'inin bile faize gitmesi zulümdür. Bunu kabul edilebilir görmüyoruz. Türkiye 3, 4 ay sonrasını gördüğü zaman biz açıklama yapar rahatlardık. 2002 yılında bu ülkede Merkez Bankası'nın borçlanma süresi 9 ay iken, şimdi 70 aya çıktı."

Zeybekci, çözüm süreciyle önümüzdeki dönemlerde her yerde fabrikaların kurulacağının altını çizerek, "Yatırım, huzur, istikrar ortamı uygun olmadıkça yeşermiyor bunlar. Değil 6. bölge teşvikleri, 66. bölge teşvikleri verseniz de olmuyor. Ama yön artık tersine dönecek" şeklinde konuştu.

Bakan Zeybekci, konuşması sonrası kentte en çok ihracat yapan firmalara plaket verdi.

AA