Advertisement

Potansiyel yabancı yatırımcıları Türkiye piyasasına çekmeye çalışan finansal kurum çalışanlarının çok kullandıkları bir terim vardır: İyi bir hikâye yazmak. Bu kişiler Türkiye’deki sermaye piyasası araçlarını pazarlamaya çalışırken doğal olarak Türkiye ekonomisinin olumlu taraflarını, yabancı yatırımcılara çekici gelebilecek taraflarını öne çıkarmaya çalışırlar. Bunlar iyi bir hikâyenin parçalarıdır.

Son dönemde Türkiye ekonomisi hakkında iyi bir hikâye yazmak zorlaştı. Zorlaşmasının nedeni, siyasi ve jeopolitik gelişmelerin de ötesinde, Türkiye ekonomisi hakkında Türkiye’nin rekabet ettiği diğer ülkelere göre daha iyi bir performans beklentisinin azalmış olması.

REKABET İLE KARŞILAŞTIRMA

Yabancı yatırımcılar açısından Türkiye pazarı seçeneklerden biri. Türkiye gelişmekte olan ekonomiler grubundaki ülkelerden biri. Yatırımcı gelişmekte olan ülkelerden çıkmak istiyorsa, doğal olarak Türkiye’den de çıkacak. Yatırımda ya hep ya hiç olmadığına göre, Türkiye’den ne oranda çıkacağı, Türkiye’nin diğer gelişmekte olan ülkelere göre yarattığı beklentinin ne denli olumlu ya da olumsuz olduğuna bağlı. Aynı şekilde, yatırımcılar gelişmekte olan ülkelere olan yatırımlarını artırmaya karar verdiklerinde, Türkiye pazarına da girecekler. Ama Türkiye’ye ne oranda gireceği, Türkiye’nin diğer gelişmekte olan ülkelere göre yarattığı beklentinin ne denli olumlu ya da olumsuz olduğuna bağlı.

Tabloda bazı makro ekonomik göstergelerin karşılaştırmaları yer alıyor. Enflasyonda açık ara lideriz. Gelişmekte olan ülkeler grubunda yıllık enflasyon yüzde 6’nın altındayken, bizde yüzde 9’un üzerinde. Büyümede gelişmiş ülkeler düzeyindeyiz. Ama gelişmekte olan ülkelerin ortalama büyümesinin yarısındayız. Hem gelişmişler hem de gelişmekte olan ülkeler toplamda cari işlemler fazlası verirken, Türkiye’de oldukça yüksek düzeyde cari işlemler açığı söz konusu. Kamu açıklarının göreli düşüklüğüyle övünüyoruz, ama o göstergede de gelişmekte olan ülkelere göre daha iyi değiliz. Kamu borcu/ milli gelir oranı bizde yüzde 36 iken, gelişmekte olan ülkelerde ortalama yüzde 33’ün biraz üzerinde.

Kendi grubumuzda yabancı yatırımcılar için iktisadi açıdan çekici bir ülke olmaktan çıktık. Bunun üzerine siyasi ve jeopolitik kaygıları da koyarsak, Türkiye, hem geçmişe göre hem de grubunun ortalamasına göre, göreli olarak daha riskli bir ülke konumunda. O halde, Türkiye yabancı yatırımcıları yeniden çekebilmek ve cari işlemler açığını sorunsuz olarak finanse edebilmek için yeni bir hikâye yazmak durumunda. Bu hikâye, herkesçe bilinen yapısal reformları bir program dahilinde, ama ivedilikle devreye sokmaktan başka bir şey değil.