Advertisement

2000’lı yıllardan beri ucuz isdihtam ve üretime dayalı büyüme modeliyle rekorlar kıran Çin ekonomisi, son bir buçuk yıldır dört kere ihracatta belirgin daralma yaşarak, 2008 finansal kriz yılını saymassak, son 15 yılda ilk kez %7 büyümeye kadar geriledi. Dahası, Bloomberg’deki ekonomik öngörü medyanı 2016 için %6.7’ye, 2017 için ise %6.5’e kadar geriledi. Küresel ekonomideki yavaşlamayı da gözönünde bulunduran Çin Merkez Bankası uzun süredir devam eden spekülasyonları doğru çıkararak, salı günü para birimi yuanın günlük referans kurunu % 1.9’luk rekor bir oranda aşağı çekti.


Ancak aynı Yuan’ın dolar karşısındaki değerine baktığımızda muazzam bir gerileme gözlerden kaçmıyor. Buradan yola çıkarak Avrupa-Çin ticareti bağlamında Yuan’daki devalüasyonun ABD-Çin ticaretini etkileyebileceği kadar etkilemeyeceğini öngörebiliriz. En azından parasal genişmele bitene kadar.



Birçok economist tarafından son birkaç ayda öngörülmüş olan bu hamle, Merkez Bankası’nın  tek bir seferde yürürlüğe koyduğu en büyük değişim ve ilerleyen süreçteki major politika değişikliğinin somut bir işareti oldu. Bazı büyük Avrupa şirketleri, özellikle lüks üreticileri, Borsalarda hemen ciddi kayıplar yaşadı.

Para birimi devalüasyonları genelde zor durumdaki ülkelerin ihracatını ve yerel üreticilerini destekler. Zaten Euro krizinde ortak para biriminin yarattığı en büyük açmaz Yunanistan’ın Euro devalüe edemiyor oluşuydu. Ancak, her politikada olduğu gibi devalüasyonun da handikapları var. İthal mal ve hizmetler Çin’li ithalatçılar ve tüketiciler için artık %1.9 daha pahalı. Yani Merkez Bankası, ihracatı güçlendirme adına ülkenin ve yerel tüketicinin ithal mal ve hizmet alım gücünü de düşürmüş oldu.

Bazı Avrupa şirketleri bu değişimden oldukça belirgin bir şekilde negatif etkilenmeye başladılar bile. Alman otomobil üreticileri, Fransız ve İtalyan lüks giyim markaları devalüasyonu takip ilk iki günde %4 ila %6 arasında satışla ilk günü kapatan hisselerden. Bu Avrupa şirketlerinin ortak noktası ise, 2000’li yılların başından beri en büyük satış artış trendlerini Orta Doğu ve Çin’de yakalıyor olmaları.

Şimdi herkesin cevabını aradığı soru, Avrupa şirketlerinin satışlarının ne kadar derinden, ve ne kadar süreli etkileneceği.  Bence bu ilk gğnlerdeki satışların getirdiği negatif atmosfere biraz ihtiyatlı yaklaşmakta fayda var. Çünkü gözardı edilen bir nokta, en azından Avrupalı lüks üreticisi şirketleri panikle shortlayanlar için, Çin Merkez Bankası’nın bu politika değişikliğini çok iyi bir zamanlamayla yapmış olması. Bunu sebebi de zayıflamış olan ve uzunca bir sürede zayıf kalması Mario Draghi’nin aylık 60 milyar Euroluk varlık alımlarıyla kısmi olarak garanti altına alınmış Euro.

Parasal genişlemenin devam edeceği 2016 yılının sonuna kadar Bloomberg Euro-Dolar paritesi öngörüleri medyanı 1.06 seviyesinin üzerine çıkmıyor. Bu da aşağıdaki grafikte görüldüğü gibi Euro-Yuan çaprazını Salı günkü sıçramaya rağmen hala Euro parasal genişlemesinin ilk açıklandığı ay olan Ocak ayındaki seviyelerin üstüne çıkarmadı.




Sonuç olarak, piyasada konuşulan Çin’deki politika değişikliği devam ederse ve Çin büyümesindeki yavaşlama derinleşirse, Avrupa’lı lüks üreticiler en hızlı büyüdükleri pazarda bir darbe yiyebilirler. Ancak, bu ilk değişikliğin zamanlaması Avrupa-Çin ticareti açısından gerçekten uygun ve doğru bir zamanlayla yapıldı ve Çin’in ihracattaki rekabet gücü, tüketici alım gücünün çok da etkilenmeyebileceği bir zamanda desteklenmiş oldu. Hatta öyle ki, piyasanın Avrupalı lüks şirketler için fazla karamsar olduğunu düşünen yatırımcılar, 2016 sonuna kadar satışların beklenildiği kadar etkilenmeyeceği üzerine yatırım yapabilir, ve 2016 sonuna kadar benzer kategorilerdeki hisseler için long opsiyonu dahi alabilirler. Peki Çin’de ithal mal tüketiminin bir anda düşmesi kolay mı? Draghi’nin 60 milyar Euroluk alımı bitmeden, ben hiç kolay olduğunu düşünmüyorum, hele de günümüz Doğu’sunun tüketim kültüründe.