Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

İskoçya bağımsızlık referandumunda ‘hayır’ oyları çoğunlukta çıktı. İskoçlar 307 yıllık birliği devam ettirme kararı aldı.

Gece boyunca oy sayım işlemleri sürerken sonuçlar İskoçlar yüzde 55’inin ‘hayır’, yüzde 45’inin ‘evet’ oyu kullandığını gösterdi. Sterlin sonuçların açıklanmasından önce yükselişe geçti. Referanduma katılım yüksek olurken ve kayıtlı İskoç seçmenlerin yüzde 84'ü, yani 3 milyon 619 bin 915'i sandık başına gitti. 32 bölgedeki 2 milyon bin 926 seçmen Birleşik Krallık ile birlikten yana, 1 milyon 617 bin 989 seçmen ise ayrılıktan yana oy verdi.

32 bölgenin 4'ündeki seçmenlerin çoğunluğu bağımsızlıktan yana oy kullandı. Başkent Edinburgh'dan "hayır" oyu çıkarken, ülkenin en büyük şehri Glasgow'daki seçmenlerin çoğunluğu ayrılıkçılara destek verdi. Bağımsızlığın çoğunlukta çıktığı diğer üç bölge ise Dundee, West Dunbartonshire ve North Lanarkshire oldu.

İskoçya’nın birinci bakanı Nicola Sturgeon, “Bu kampanyaya gönüllerini ve ruhlarını koyan ülke genelindeki tüm insanlar gibi hayal kırıklığına uğradım. Ülkemiz bu kampanyadan sonra asla aynı olmayacak” ifadelerini kullandı.

İskoçya bölgesel hükümetinin başbakanı Alex Salmond, İskoçya'nın bağımsızlığına yönelik yapılan referandumdan çıkan "bağımsızlığa hayır" kararını kabul ettiğini söyleyerek, "Tüm İskoçya'yı halkın demokratik kararını kabul etmeye çağırıyorum" dedi.

Aynı zamanda bağımsızlık kampanyasının başını çeken ayrılıkçı İskoç Ulusal Partisi'nin (SNP) lideri Salmond, referandum sonucunun belli olmasının ardından başkent Edinburgh'da yaptığı konuşmada, İskoçya'nın bağımsızlığı için oy veren İskoç vatandaşlarına teşekkür etti.

Referandumun, üzerinde anlaşılan ve onaylanan bir süreç olduğunu dile getiren Salmond, "Oylamaya yüzde 86'lık katılım, demokratik dünyadaki herhangi bir seçime veya referanduma yönelik en yüksek katılımlardan birisi oldu. Tek bir ulus olarak ilerlemeliyiz" diye konuştu.

 "İskoç halkının iradesini gördük"

İngiltere Başbakanı David Cameron, İskoçya Özerk Parlamentosu'na daha fazla yetki verileceğine dair sözlerin tutulacağını, konuya ilişkin yasa tasarısının ise Ocak ayında hazır olacağını söyledi.

"Şimdi, Birleşik Krallık'ın bir raya gelme ve ileriye gitme zamanı" olduğunu ifade eden Cameron, "Bunu yapmanın en önemli parçası da İskoç halkı, İngiltere, Galler ve Kuzey İrlanda'daki herkese de adil olan dengeli bir anlaşma olacaktır" ifadelerini kullandı.

Cameron, Birleşik Krallık'a "tutkulu bir şekilde inandığını" ve birlikte kalmasını herşeyden çok istediğini belirterek, "Ama aynı zamanda demokratım. İskoç halkına ne istediğini söyleme hakkı verme kararı doğruydu" dedi.

Referandumun ardından siyasi liderlerin İskoç halkının çıkarlarına yönelik yapıcı şekilde çalışmasının önemini vurgulayan Cameron, bunun İngiltere, Galler ve Kuzey İrlanda için de geçerli olduğunu dile getirdi. Cameron, şöyle konuştu:

"İskoçya'da, anayasaya ilişkin verdiğimiz sözlere şüpheyle bakanlara sesleniyorum; Yetkilendirmeyi bu hükümette gerçekleştirdik, bir sonraki parlamentoda da öyle yapacağız. Taahhütlerimizin tam olarak yerine getirildiğinden emin olacağız."

İngiltere Başbakanı Cameron, İskoçya'ya daha fazla yetki verme sürecini, Glasgow 2014 İngiliz Milletler Topluluğu Oyunlarına başkanlık eden Lord Smith'in yürüteceğini açıkladı. Cameron, Lord Smith'in vergilendirme, harcama ve sosyal yardım gibi konularda İskoçya'ya daha fazla yetki verilmesi sürecini yürüteceğini, konuyla ilgili yasa tasarısının ise Ocak ayında yayınlanacağını dile getirdi.

Cameron, Birleşik Krallığın tamamının değişim sürecinde aktif rol alacağına işaret ederek, "İskoçya halkının kendisini ilgilendiren konularla ilgili daha fazla söz hakkı olacağı gibi İngiltere, Galler ve Kuzey İrlanda'nın da kendi meselelerinde söz hakkı olmalı" diye konuştu.

İskoçya'nın yeniden bir referandum talep etme olasılığına ilişkin olarak ise Cameron, "Herhangi bir anlaşmazlık olmayacak. Yeniden yapılmayacak. İskoçya'nın ortaya koyduğu iradeyi gördük" değerlendirmesini yaptı.

"Hayır" çıkarsa fazla yetki sözü

Referandum sonuçlarının ardından açıklama yapan Başbakan Yardımcısı ve koalisyon hükümetinin küçük ortağı Liberal Demokrat Parti'nin lideri Nick Clegg de "Bağımsızlığa karşı oy verilmesi değişime karşı değil. İskoçya'ya zamanında ve tam bir paket halinde yeni yetkileri vermemiz gerekir" dedi.

Referandumun sonucunu kapsamlı bir değişime yol açabileceğine işaret eden Clegg, "Referandum Birleşik Krallığın tamamında anayasal reform taleplerine yol açtı. İnsanlar gücün kendi ellerinde olmasını istiyorlar" ifadelerini kullandı.

İngiltere'nin İskoç asıllı eski Başbakanı Gordon Brown, 9 Eylül'de açıkladığı planla, İskoç özerk parlamentosunun yetkilerini artırma çalışmalarına 19 Eylül'de, referandumdan bir gün sonra başlanacağını söylemişti. İngiliz hükümetinin desteklediği Brown'un planıyla, özerk parlamentonun yetkisinin artırılmasıyla ilgili önerileri içeren bir belge gelecek ay sonuna kadar, yasa tasarısı da ocak ayında hazırlanacak.

İngiliz hükümeti, referandumdan "hayır" sonucu çıkarsa İskoç Özerk Parlamentosu'nun yetkilerinin artırılacağı vaadinde bulunmuştu. 1999 yılında kurulan İskoç Özerk Parlamentosu, eğitimden, sağlığa, tarımdan sanata kadar birçok alanda kendi politikalarını uygulayabiliyor ancak İngiliz Parlamentosu'nun İskoç milletvekilleri üzerinde, dış politika, savunma, göç, kamu yardımları, enerji gibi alanlarda söz hakkı bulunuyor. İngiliz Parlamentosu ayrıca İskoçya'da uygulanan vergi oranlarına da karar veriyor.

NATO'dan İskoçya mesajı

Öte yandan, NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, İskoçya'da bağımsızlık için düzenlenen referandumdan çıkan sonuçla ilgili olarak "halkın tercihine tamamen saygı duyduğu" açıklamasını yaptı.

Rasmussen, yazılı açıklamasında, İngiltere Başbakanı David Cameron'ın Birleşik Krallık'ın birleşik bir ülke olarak yoluna devam edeceği yönündeki açıklamasını memnuniyetle karşıladığını ifade etti.

İngiltere'nin NATO'nun kurucu üyelerinden olduğunu hatırlatan Rasmussen, bu ülkenin İttifak'ı güçlü tutma doğrultusunda öncü rol oynamaya devam edeceğini vurguladı.