Advertisement

Türkiye Borsası 2022 senesinde yüzde 200 getiri sağlayarak dünya borsalarını solladı. Hal böyle olunca geçen sene borsaya giren yatırımcı sayısı 1,4 milyonu aştı. Bu yıl ise ana tema son liralaşma stratejisi ve alınan makro ihtiyati tedbirlerle yüzde 30’a kadar yükselen mevduat faizlerinin borsadan daha cazip hale gelip gelemeyeceği oldu.

Bu sorunun cevabı için;

  • Yatırımcı sayısı ve işlem hacimleri,
  • Son çeyrek bilançoların borsaya potansiyel etkisi,
  • Mevduat faizlerinde yükseliş beklentisi,

Başlıklarını ele alacağız…

Borsa İstanbul için 2023’ün pek parlak başladığı söylenemez…11 haftadır hisse senedi yatırımcı sayısında yaşanan artış, 20 Ocak itibarıyla yerini ilk defa düşüşe bıraktı ve haftalık bazda 83 bin yatırımcı borsadan çıktı. Aşağıda MKK’nın 23 Ocak tarihli son verileri bulunuyor. Bu verilere göre, aylık kümüle artış devam etse de haftalık bazda yaşanan hız kaybı dikkat çekiyor. Borsanın piyasa değerinin 1 yıl sonra ilk defa aylık bazda yüzde 6 eridiği düşünülürse, yatırımcı kaybına şaşırmamak gerek.

Şirket karlarında sanal gerçeklik…

Borsada bilanço sezonu başladı ve bu hafta halka açık şirketlerin 2022 son çeyrek karlarında güçlü artışlar bekleniyor. Peki, borsa yatırımcısı için şirket karlarına ortak olmak cazip mi?

Yapı Kredi Yatırım, Türk bankalarına dair kar beklentilerinde enflasyona endeksli tahvillerin katkısına dikkat çekerken, reel sektör şirketlerinde ise azalan finansman giderlerinin etkisini vurguluyor:

“2022’nin 4. çeyreğinde takibimizdeki bankaların net karında çeyreksel yüzde 18 artış, yıllık olarak ise yüzde 290 artış öngörmekteyiz. Swap maliyetlerinde iyileşme, TÜFE’ye endeksli tahvillerden artan katkı yaklaşık yüzde 15 TL kredi büyümesi ve ivmelenen komisyon gelirleri çeyreklik güçlü karlılığın en temel etkenleridir. TL kredi-mevduat makaslarında yatay bir seyir öngörüyoruz. Aktif kalitesi korunurken bankaların ihtiyatlılık doğrultusunda karşılık giderlerini arttırmalarını tahmin ediyoruz. Banka-dışı şirketlerde ise toplam gelirlerin ve VAFÖK’ün sırasıyla yıllık yüzde 98 ve yüzde 53 artış göstermesini tahmin ederken, net karlarda ise yıllık yüzde 124 artış bekliyoruz. Bu iyileşmede azalan finansman giderleri, daha düşük efektif vergi oranı ve tek seferlik gelirler etkili.”.

Bu beklentilere göre yatırımcılar şirket karlarına ortak olmak isterlerse güçlü bilançoların meyvesini uzun vadede yiyebilirler. Diğer taraftan, analistlerin enflasyon uyarısına da kulak kabartmakta fayda var. Analistler son çeyrek karlarını enflasyon muhasebesine göre değerlendirmek gerektiğini vurguluyorlar. Özellikle banka karlarında tabiri yerindeyse “sanal gerçeklik” yaşandığını düşünüyorlar.

Aşağıdaki tablolara göre yıllık bazda ortalama yüzde 290 artan banka karlarında, özsermaye karlılığı yalnızca yüzde 42’lerde ve yüzde 64 olan enflasyonun oldukça altında. Bankacılık analistleri bu karların enflasyon muhasebesine göre tekrar hesaplandığında neredeyse üçte birine kadar gerileyeceğine dikkat çekiyor. Dolayısıyla, son çeyrekte 15-20 milyar TL arasında net kar açıklaması beklenen özel bankaların yüksek nominal karlılığına pek aldanmamak gerek.

Bilanço beklentilerinin yanı sıra başta enflasyon olmak üzere makroekonomik kırılganlıklar ve seçim belirsizliği de borsada yatırım tercihleri için önem arz ediyor. Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan HSCB başekonomisti İbrahim Aksoy “Seçimlere kadar borsada oynaklığın sürmesini bekliyorum.” dedi.

HSBC bankacılık analistlerinin bu hafta kaleme aldıkları raporda da Türk bankalarının 2023 yılı karının 2022 yılına göre yüzde 34 azalabileceğine dikkat çekiliyor. Bu düşüşteki baz senaryoyu oluşturan temel sebepler: Kredi faizlerindeki tavan uygulaması, düşük faizli devlet tahvillerini alma koşulu ve regülasyonlar nedeniyle artan mevduat faizlerinin banka karları üzerinde yarattığı baskı.

Makro ihtiyati tedbirler KKM ve TL Mevduatın cazibesini yeniden artırır mı?

Borsa İstanbul’da geçtiğimiz sene yaşanan ilginin kaynağı hep merak edildi. Burada yatırımcıyı tatmin etmeyen mevduat getirileri başrol oynamış olabilir. Gelin analiz edelim…

2022 yılında enflasyonun yüzde 85’i aşmasına karşın TCMB’nin politika faizini yüzde 14’ten yüzde 9’a indirmesi, yatırımcıların ve tasarruf sahiplerinin reel getiri arayışını çıkmaza soktu. Geçen sene Merkez Bankası’nın düşük faiz politikasından ötürü mevduat faizleri ortalamada yüzde 30 negatif reel getiri sunarak yatırımcıyı küstürdü. Hal böyle olunca dolarizasyon oranı son yılların en yüksek seviyesi olan yüzde 63 seviyelerine kadar tırmandı.

Yıl sonuna doğru ise mevduat faizlerinin nominal olarak yüzde 30’lara yükselmesi dolarizasyonu bir miktar azalttı. 1,4 trilyon TL büyüklüğe ulaşan ve potansiyel olarak döviz getirisi arayan Kur Korumalı Mevduat (KKM) yatırımcılarını da hesaba kattığımızda dolarizasyon oranının Ocak ayında yüzde 54’lere geriledi.

Aşağıdaki grafikte de görüldüğü üzere son 1 yıl içerisinde reel mevduat faizi ile dolarizasyon oranının ters korelasyonu dikkat çekiyor.

Esnek KKM faizine geçme adımının piyasa faizlerini yükseltmesi bekleniyor

Kur korumalı mevduatta faize politika faizinin üzerinde 3 puanlık üst sınır uygulanıyordu. TCMB politika faizi yüzde 9 seviyesinde bulunurken, kur korumalı mevduatlarda faizde yüzde 12'lik üst sınır vardı.

TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu, enflasyon raporu sunumunda faiz sınırının kaldırılmasının bankalardan gelen bir talep olduğunu, bunu makul buldukları için kabul ettiklerini söyledi. Kavcıoğlu, katılım finans tarafına yönelik kaymayı engellemek için bu adımı attıklarını belirtti.

Bu adımlarla birlikte yatırımcı yol ayrımında…

KKM ile kur farkı + esnek faiz mi? Yoksa borsadaki potansiyel getiri mi?

Bu sorunun cevabı bankaların yeni KKM esnek faizini nerede belirleyeceğinde saklı. Oradaki belirleyici de mudiden gelen talep ve yüzde 60’lık TL mevduat rasyosunu bankaların tutturma iştahına bağlı olacak.